9 Nisan 2012 Pazartesi

Meral OKAY


Bazen tanımadığınız insanlar vardır yaşamınıza sızan . Kitaplarla, şarkı sözleriyle, kulağınıza gelen tek cümle ile, tiyatro replikleriyle, sinema filmleriyle ve günümüzde vazgeçemediğimiz dizilerimizle ..

Bu sabah Meral Okay’ın ölümünü öğrendiğimde gökyüzünün onun için ağladığını düşündüm. Ailesinin, arkadaşlarının, senaryolarına hayat veren oyuncularının ve o güzel dizileri izleyen izleyicilerin üzüntüsünü gökyüzü de onlarla birlikte yaşıyordu. Göz yaşlarına karışıyordu yağmur damlaları..

Gazetelerin internet sitelerinde daha önceden yapmış olduğu röportajlarına yer verildi bugün. Daha önce dikkatle okumadığım satırları bugün daha dikkatli okuyunca Meral Okay’ın neden Meral Okay olduğunu tüm yüreğinizde hissedebilirsiniz o röportajlarda.

Meral Okay’ın eşi Yaman Okay’a duyduğu aşkın ne kadar kuvvetli olduğunu şu satırlardan anlayabilirsiniz;
(…)
Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden 'biz' olabilme hâlidir. İnsan egosu denetlenmesi en güç olan şeydir. Bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz. 

10 yıl önce kaybetmiş olduğu eşi Yaman Okay’a her daim aşık olan bir kadın Meral Okay. Yaman Okay’ın ne kadar hızlı bir yaşadığını ölümünün de o kadar hızlı olduğunu söylüyordu röportajda. 1,5 ay kadar kısa bir sürede hem hasta olduğunu hem tedavinin başlaması için doktorlarla iletişime geçtiği günler o kadar hızlı ve acılarla dolu ki ..

Eşinin ölümünden sonra ki zaman dilimini şu cümle ile tanımlıyor; O zamandan beri de aşağıya doğru inen bir boşluk var içimde...

Aşık olduğu adamın elini sıkı sıkı tutmasına rağmen avuçlarından kayıp gidişine tanık oluşu. Ve o günleri şu şekilde dile getiriyor ;
Ölüme koşan birine eşlik edince pek çok şey öğreniyorsun. O gidecek, engel olamıyorsun, durduramıyorsun. Ne tıpla, ne aşkla ne duayla. Bir anlaşma var sanki. Ve sen tanıksın...
(...) İki ay. Saniye saniye. An an... O gidişin süratine, onu yaşayan insanın paniğine, korkularına, acısına, öfkesine, hepsine tanıklık ediyorsun... Elin değiyor ölüme. Bunları yaşadıktan sonra da korku diye bir şey kalmıyor. Gereksiz ciddiyetler gülünç oluyor. Evet, durmaksızın çalışıyorsun, o boşluğu başka şeylerle doldurmaya, işini iyi yapmaya uğraşıyorsun ama... Genel geçer şeylere çok da prim vermiyorsun...

Sezen Aksu’nun güzel sesiyle buluştu o güzel şarkı sözleri ..
Çoğu zaman dikkat etmeyiz şarkının söz yazarının kim olduğuna.. Ya da dizilerin senaryo yazarlarını çok umursamayız önemli olan başrol oyuncusunun beğenilmesi ve rolünü iyi oynaması yeterli olur.

Ama Meral Okay hem şarkı sözleriyle, hem de dizileriyle hep farkında olduğumuz kişiydi.
Yazmış olduğu diziler bazen çok beğenildi, bazen ise daha başlamadan şikayetlere maruz kaldı.
Ama o her zaman olduğu gibi dimdik durdu ve yazmaya hep devam etti.
Akciğer kanseri olmasına rağmen Muhteşem Yüzyıl dizisini yazdı. O kadar tehditler o kadar şikayetler almasına rağmen senaryoyu yazmaya devam etti.
Zaten Akciğer kanseriyim dizi daha başlamadan şikayetlerde almaya başladı en iyisi bu senaryoyu tozlu raflara kaldırmalıyım diye düşünmedi. Yorulmasına rağmen yazdı..
Beğenmek yada beğenmemek insanların elinde olan bir şey ama her ne olursa olsun karalama kampanyaları yürütmek haksızlık..

Meral Okay röportajında Asmalı Konak dizisinde ki Hayat bebeğin aslında Yaman Okay ile Meral Okay’ın doğmamış çocuklarının ismiydi.

İnşallah Yaman Okay’a büyük aşkına orada kavuşursun..
Mekanın cennet olsun Meral Okay. Işıklar için de uyu…

Melis Çalışkan
09.04.2012

28 Ocak 2012 Cumartesi

Beni Güzel Hatırla


Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar...
Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından,
ya da bir yağmur, sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu,
kaybolup gittim.
Belki de bir rüya idim senin için,
uyandın ve ben bittim.

Beni güzel hatırla!
Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...
Sana sırdaş oldum,
dost oldum,
koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini.
Beni üzdün,
kınamadım.
Alışıktım vefasızlığa,
el oldun aldırmadım.

Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece,
çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim...
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım,
sana en yorgun sabahlar...
Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka.
Söylenmemiş "merhaba"lar sakladım her köşeye,
vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde,
fazlasıyla bıraktım ardımda.

Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı,
üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne,
alnından öptüğüm dakikaları...
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün;
şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun;
şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum...

Beni güzel hatırla!

GİDİYORUM!

ORHAN VELİ KANIK